Hakkımda


Merhabalar,
Altı yaşıma henüz girmiştim.Annemle eve doğru gelirken oyuncakçı dükkanında gördüğüm ve daha o andan itibaren “ bu mutlaka benim olmalı ” dediğim uzaktan kumandalı oyuncak bir helikopter sevdası ile başladı çalışma hayatım.
Eve dönüşte anneme ısrarla o helikopteri istiyorum ” diye tutturduğumu daha dün gibi hatırlıyorum.
Canım annem,o zamanın şartlarında zaten kıt kanaat geçinen üç çocuklu bir memur ailesinin bütçesinden 1600 TL.lik (Yıl 1982) uzaktan kumandalı oyuncak bir helikopter için gerekli ödeneğin sırf ben istiyorum diye kullanılamayacağını kendi dili döndüğünce anlatmaya çalışmıştı.Altı yaşındaki bir çocuğa ne kadar anlatırsan anlat,o kendi anladığı kadarını anlar. J Sonunda annemim bulduğu yol,kendi paramı kendim kazanıp,kendi oyuncağımı kendim almam felsefesine dayanıyordu !  :)
Hatırladığım kadarıyla aradan henüz birkaç gün geçmişti,annemin benim için uygun gördüğü işi bana teklif etmesi için.
Kuzenimin çalıştığı müzik galerisinde çırak olarak çalışırsam istediğim o helikopterin parasını kazanıp ona sahip olabileceğime kanaat getirmiştim,ya da ben büyüklerim tarafından öyle olduğuna inandırılmıştım.  :(
Yapmam gereken,ortalığı süpürmek,toz almak,getir götür yapmak…Tamam dedim,kolay,yaparım !
Peki ne zaman paramı alacağım ? ( Çocuklardaki garanticilik böyle bir şey işte )   :)
Cumartesi alırsın dediler…
Günlerden Salı…Sımsıcak bir yaz günü…
Tamam dedim,beş gün çalışacağım,paramı verecekler ve ben de sonunda gidip o çok istediğim uzaktan kumandalı helikoptere sahip olacağım.
Cumartesi günü geldi çattı.Akşama doğru 5-6 suları…Dükkan kapanıyor.
Alacağı olan aldı,sıra bana geldi.
Kuzenim masanın üstüne 50 TL.koydu ve Al bakalım,bu da senin” dedi.
Parayı aldım cebime sıkıştırdım ve eve doğru yola koyuldum.
Yolda heyecanla ilerliyorum.Yaşasın,çok mutluyum.Bekle helikopter,geliyorum. J
Eve girdim,parayı anneme uzattım. “ Hadi anne,gidip alalım artık o helikopteri ” !
Annemin o buruk gülümsemesini hiç unutmam.Şakayla karışık Sadri Alışık hesabı,o paranın henüz o istediğim helikopter için yeterli olmadığını,onun için daha çalışmam gerektiğini anlamam geceyi bulmuştu.
Neden?
Niye?
Nasıl?
Ne zaman?
Ne?
 …….
Hep istemediğim,kabul etmediğim cevaplar ve tekrar tekrar sormalar….  :(
O Cumartesi günü bu dünyada para kazanmanın aslında ne kadar da zor olduğunu biraz da olsa anlamıştım.
……….
Evet efendim,benim iş hayatına atılıp para kazanmaya başlamam işte böyle bir hikaye ile olmuştu.
Şu anda ise internetten gelir sağlamamın yanısıra ayrıca uluslararası bir sanat galerisinde menejerlik yapıyorum.Bu hikayeye konu olan şeyi artık farklı bir mecrada sürdürüyorum.
Sadece düşünüp eyleme geçmeyen insan,suya yazı yazmaktan başka bir şey yapmıyor demektir.Düşünüp,düşündüğü şeyi eyleme geçiren insan ise inşaata bir tuğla daha koymasını biliyor demektir.
Ve ben suya yazı yazmaktansa,inşaata bir tuğla daha koymayı yeğlerim.
Benim para kazanma sürecim hiç azalmadan tam aksine her gün üstüne bir tuğla daha koyarak devam etmektedir.
…………….
Yaş otuzbeş,yolun yarısı ” demişti Cahit Sıtkı Tarancı bir şiirinde.
Bu yaşta para kazanmanın gelinen teknoloji sayesinde,aklını kullanmasını bilen,kendine güvenen ve başaracağına inanan her kesimden insanın eninde sonunda başarılı olacağı su götürmez bir gerçektir.
Ben internetten para kazanma yöntemleri sayesinde büyük bir değişime girdim.Kendime inandım ve başardım.Çünkü;
Altı yaşında sahip olmak istediğim o oyuncak helikopter gibi,daha nice sahip olmak istediklerim var.
Ve şimdi otuzbeş yaşın verdiği olgunlukta,altı yaşımdaki gibi cesur adımlarla eyleme geçmiş durumdayım.
Değişmeyen tek şey değişimdir !
Bu değişim içerisine sizlerin de korkmadan adımlaması ve inançla yürümesi en büyük dileğimdir.
Sevgiyle kalın.




Devamını Oku